Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, Ekonomik ve Sosyal Konseyin (ECOSOC) 16 Şubat 1946 tarih ve 5 (I) sayılı kararıyla kurulmuştur. Komisyon, son toplantısını 27 Mart 2006 tarihinde yapmıştır. Komisyonun çalışmaları, 2006 yılında kurulan İnsan Hakları Konseyi tarafından sürdürülmektedir.
(İHOP tarafından çevrisi yapılan İnsan Hakları Komisyonu belgeleri, sitenin İnsan Hakları Konseyi bölümünde yayımlanmaktadır.)
İnsan Hakları Konseyi, 2006 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 60/251 no’lu kararıyla kuruldu. BM İnsan Hakları Konseyi, BM üyesi her ülkenin insan haklarının korunması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için göstermiş olduğu performansı incelemek ve bu yolla insan hakları durumunu dünyanın her köşesinde iyileştirmek amacıyla Evrensel Periyodik İnceleme adıyla yeni bir izleme mekanizması oluşturdu. Bu mekanizma aracılığıyla Birleşmiş Milletler üyesi 192 Devlet, dört yıllık dönemler halinde incelemeye tabi tutulmaktadır.
Türkiye’yle ilgili ilk inceleme, Konsey tarafından oluşturulan Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubunun 3-14 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 8. oturumda tamamlandı. Bu toplantıda Türkiye’yi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlığındaki 23 kişilik heyet temsil etti. Gözden geçirme sürecine 25 BM üyesi ve 29 gözlemci devlet katıldı.
Gözden geçirme, Türkiye’nin resmi raporu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından hazırlanan rapor ve sivil toplum kuruluşlarının sunduğu bilgilerin bir özetini içeren rapor olmak üzere üç rapor üzerinden gerçekleştirildi. Çalışma Grubu, 12 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 16. toplantıda Türkiye ile ilgili taslak raporu kabul etti. İHOP tarafından Türkçeye çevrilen bu raporlara aşağıdaki bağlantılara tıklayarak erişebilirsiniz.
Toplumun farklı kesimlerinden 20 bin insanın bizzat imzaladığı, binlerce yurttaşı temsil eden 100’ü aşkın örgütün de desteklediği TCY’nın 301. maddesine ilişkin yasa değişikliği önerimizi sizler aracılığıyla komuoyu ile paylaşmak için buradayız.
Biz, TCY’nın 301. maddesinin ivedilikle yürürlükten kaldırılmasını talep ediyoruz. Kampanya web sitesi: www.ihopdusunceozgurlugu.org
İkinci Dünya Savaşı sonrası bloklar arası tırmanan Soğuk savaş, 1970’li yıllarda yerini nispi bir yumuşamaya bırakmıştır. Bu dönemde Helsinki’de, 15 Ocak 1973 tarihinde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı düzenlenmiş ve nihai metninin 1 Ağustos 1975’te ortaya çıktığı ve 35 devletin imzaladığı Helsinki Nihai Senedi ortaya çıkmıştır. Senet, bir çok başka amacın yanında demokrasi ile insan haklarının temel alınmasına katkıda bulunmaya çalışacağını vaat etmiştir.
Başlangıçta Helsinki Nihai Senedi’nin ortaya koyduğu bir süreç olarak önce Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) diye ortaya çıkmış, 1991 yılında reel sosyalizmin dağılması ile birlikte adını Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) olarak değiştirmiştir. Daha fazla bilgi için tıklayınız
AGİT – İnsan Hakları Çalışmaları
İnsan hakları ve temel özgürlüklere saygı AGİT’in kapsamlı güvenlik konseptinin temelini oluşturmaktadır. AGİT, insan haklarının tüm insanların doğuştan gelen hakkı olduğunu, devredilemez olduğunu ve yasalarla güvence altına alındığını kabul etmiş olan Türkiye’nin de dahil olduğu 57 katılımcı Devletteki insan hakları durumunu izler. Bu nedenle AGİT bölgesinde insan haklarının korunmasının güçlendirilmesi ve teşvik edilmesi Örgütün çalışmalarının merkezinde yer almaktadır.
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR), katılımcı Devletlere tavsiye ve yardım sağlar ve bireyleri ve sivil toplumu hedeflenen eğitim ve öğretimle destekler. ODIHR, din veya inanç, hareket, toplanma ve dernek kurma temel özgürlüklerinden, ölüm cezasının kullanımına ilişkin raporlamaya, davaların izlenmesine ve işkence ve diğer kötü muamele biçimlerinin önlenmesine kadar geniş bir yelpazedeki konuları kapsar.
AGİT’in bazı saha operasyonları insan hakları konusunda çaba göstermektedir. Çalışmaları şunları içerir:
Azınlıklara mensup kişilerin haklarını koruyan mevzuatın uygulanmasını desteklemek;
Ayrımcı yasaları, politikaları ve uygulamaları ortadan kaldırmak için çalışmak;
İnsan hakları organlarına teknik destek sağlamak;
AGİT taahhütlerine ve uluslararası insan hakları standartlarına uygunluğun sağlanması için mevzuatın gözden geçirilmesi;
İnsan haklarına uyum konusunda analiz ve tavsiyelerde bulunmak;
Yürütme, yargı, yasama ve kolluk kurumlarının izlenmesi ve güçlendirilmesine yardımcı olunması;
En iyi uygulamaların paylaşılması ve uluslararası insan hakları standartlarının karşılanmasını sağlamaya yönelik çabaların desteklenmesi;
İnsan hakları konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarını desteklemek;
Ulusal ve uluslararası en iyi insan hakları uygulamaları doğrultusunda hakimlerin eğitilmesi;
Denetimli serbestlik hizmetlerinin desteklenmesi;
İnsan hakları ile uyumlu hukuk ve gözaltı hizmetleri reformuna yardımcı olmak;
İnsan hakları savunuculuğu gruplarının eğitilmesi;
Toplulukların, dillerin, eğitimin, geri dönenlerin ve ülkelerine geri gönderilenlerin, mültecilerin ve savunmasız kişilerin haklarına odaklanmak;
Merkezi Strasbourg’da (Fransa) bulunan Avrupa Konseyi’ne 47 devlet üyedir. Türkiye’nin ilk üyelerinden biri olduğu (09.08.1949) Avrupa Konseyi, insan hakları alanında en önemli Avrupa sözleşmesi olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasını denetleyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini de bünyesinde barındırır. Avrupa Konseyi bünyesinde imzalanan diğer önemli belgeler de “Avrupa Sosyal Şartı”, “Avrupa İşkencenin ve İnsanlıkdışı veya Onurkırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Sözleşmesi” ve “Ulusal Azınlıkların Korunması için Çerçeve Sözleşme”dir.
BM’de İnsan Haklarının Korunması ve Yaygınlaştırılmasına ilişkin Mekanizmalar
Birleşmiş Milletler insan haklarının korunması ve yaygınlaştırılması sistemi, BM Şartı altında oluşturulan organlar ve İnsan Hakları Sözleşmeleri altında oluşturulan organlardan oluşur.
Birleşmiş Milletler Bilgi Kitapçıkları
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği çeşitli insan hakları konuları hakkında bilgi veren ve Birleşmiş Milletler mekanizmaları, yapıları ve süreçlerini aktaran bir kitapçık serisi yayımlamıştır. Bu serinin amacı, okuyucuların temel insan hakları konuları ve insan haklarını korumak ve yaygınlaştırmak amacıyla kurulmuş yapılara ilişkin olarak bilgilenmesini sağlamaktır. İnsan Hakları Ortak Platformu, çeşitli insan hakları konularıyla ilgilenen insan hakları savunucularının yararlanabilmesi için bu seriyi çevirmekte ve ücretsiz olarak internet sitesinde paylaşıma açmaktadır.
“İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapmak” amacını taşıyan Türkiye İnsan Hakları Kurulunun teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin yasa 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Cumhurbaşkanının 2 üye, Bakanlar Kurulunun 7 üye, YÖK’ün 1 üye ve Türkiye Barolar Birliğinin seçtiği 1 üye ile birlikte toplam 11 üyeden oluşan Kurul üyeleri 24 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirdiği ilk toplantıda Dr. Hikmet Tülen’i Kurul Başkanı olarak seçti.
Kurul üyeleri:
Doç.Dr. Abdurrahmen Eren, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Fatma Benli, Serbest Avukat
Dr. Hikmet Tülen, Anayasa Mahkmesi Raportörü
Yrd.Doç.Dr. Levent Korkut, Öğretim Üyesi
Ömer Cihad Vardan, İşadamı
Selamet İlday, Onursal Yargıtay Üyesi
Prof.Dr. Serap yazıcı, İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yılmaz Ensaroğlu, SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü
Prof.Dr. Nihat Bulut, İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi
Uluslararası Af Örgütü insan hakları için kampanyalar yürüten dünya çapında bir harekettir. Tüm hükümetlerden, siyasi ideolojilerden, ekonomik çıkarlardan ve dinlerden bağımsızdır. Çalışmaları titiz araştırmalara ve uluslararası topluluğun kabul ettiği standartlara bağlıdır.
Örgüt ihlal vakaları karşısında dünyanın her yerindeki gönüllü aktivistlerini harekete geçirir.
Uluslararası Af Örgütü gönüllüsü kimdir?
Din, dil, renk ve siyasi görüş farkına rağmen tüm insanların eşit olarak insan haklarına sahip olduğuna inanan kişidir.
Yüz kırkı aşkın ülkede bulunan gönüllülerin sayısı milyonlarla ifade edilir. Her yaş, her meslek ve her sosyal gruptan Uluslararası Af Örgütü gönüllüsü vardır. Hiçbir karşılık beklemeden insan hakları ihlalleri kurbanlarına destek vermek için zamanlarını ve enerjilerini harcarlar.
Uluslararası Af Örgütü’nün vizyonu, misyonu ve değerleri nelerdir?
Vizyonumuz
“Uluslararası Af Örgütü’nün vizyonu, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ve diğer uluslararası insan hakları standartlarında belirtilen bütün insan haklarının herkes tarafından kullanıldığı bir dünyadır.”
Misyonumuz
“Bu vizyonu yerine getirirken UAÖ’nün misyonu, tüm insan haklarının geliştirilmesine yönelik çalışması kapsamında; fiziksel ve ussal bütünlük hakkı, ifade ve vicdan özgürlüğü ve ayrımcılığa uğramama hakkına yönelik ağır ihlallerin önlenmesi ve sona erdirilmesine odaklanmış araştırma ve eylem yapmaktır.”
Ana değerlerimiz
“UAÖ uluslararası dayanışma, bireysel mağdurlar için etkin eylem, küresel kapsama, insan haklarının evrenselliği ve bölünmezliği, tarafsızlık ve bağımsızlık, demokrasi ve karşılıklı saygı ilkelerine bağlı küresel bir insan hakları savunucuları topluluğudur”
İnsan Hakları Derneği, 98 insan hakları savunucusu tarafından 17 Temmuz 1986 tarihinde kuruldu. Kurucular, derneğin kuruluş amacını Tüzük’te; “Derneğin tek ve belirli amacı, ‘insan hak ve özgürlükleri’ konusunda çalışmalar yapmaktır.” şeklinde açıkladılar. Dernek amacını gerçekleştirmek için insan hakları ile ilgili uygulamaları araştıracak, saptayacak, kişilere, kamuoyuna ve ilgili mercilere duyuracaktı; insan hakları konusunda bilimsel inceleme ve araştırmalar yapacak, yaptıracak ve bu alandaki gelişmeleri izleyecek ve kamuoyunu bilgilendirecekti; açık oturumlar konferanslar, seminerler, paneller, sempozyumlar, her türlü toplantı ve gösteriler yapacak, sergiler açacak, yayınlar yapacak, yarışmalar düzenleyecek, ödüller koyacak, hükümlü, tutuklu ve gözetim altında bulunanların, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal görüş ve inanç ayrımı gözetmeksizin, yaşamlarının insan onuruna yaraşır koşullar içinde geçmesi doğrultusunda araştırmalar ve saptamalar yapacak ve bu konularda kamuoyunu aydınlatacaktı. 12 Eylül 1980 darbesinin yarattığı ağır tahribatın giderilmesi gerekiyordu. 12 Eylül ile başlayan süreç, gözaltında ve cezaevlerinde işkenceyi yoğunlaştırmıştı, ölümler yaşanmıştı, siyasal partiler, dernekler, sendikalar kapatılmış, yöneticileri cezaevlerine konulmuştu. Başta Anayasa olmak üzere tüm temel hak ve özgürlüklerle ilgili yasalar değiştirilmişti. Türkiye’nin Anayasal ve yasal çerçevesi 12 Eylül yönetimince çizilmişti ve anti demokratik bir çerçeve idi. Yaklaşık bir yıl süren, tutuklu ve hükümlü yakınlarının başlattığı tartışma süreci 17 Temmuz 1986 tarihinde noktalandı. Yazarlar, gazeteciler, doktorlar, avukatlar, mimar ve mühendisler ve tutuklu ve hükümlü yakınlarından oluşan 98 kişi İnsan Hakları Derneği’nin kuruluşuna imza attılar. Pek çok aydın Dernekler Yasası’nın getirdiği engel nedeniyle kurucu olamadı
hYd, yaşamlarını biçimlendiren karar ve eylemlerde, yurttaşların bizzat söz sahibi olmaları ilkesinden hareket eder. Toplumsal sorunların çözümünde, tarafların bu sorunları tartışabilecekleri ve birlikte çözüm üretebilecekleri ortamları yaratmaya özen gösterir. Diyalog, çözüm üretme ve uzlaşma çizgisini oluşturmaya çalışır.
Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin Türkiye’deki faaliyetinin başlangıcına kaynaklık eden ve uluslararası bir çalışma konferansı olarak nitelenen Helsinki Yurttaşlar Meclisi (hCa – Helsinki Citizens’ Assembly) ise, barış, insan hakları, çevreyi tahrip etmeyen bir ekonomi, uluslararası demokrasi ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde faaliyet gösteren toplumlar arası bir dayanışma ve ilişki ağıdır.
Avrupa’da, barış ortamına elverişli şartların geliştirilmesine zemin hazırlayan Helsinki Nihai Senedi, Doğu-Batı bloklarına ayrılmış bir dünyada insan haklarını, bütün toplumların saygı göstermesi gereken ortak bir değer haline getirmiştir. Meclisin ve derneğimizin adında yer alan Helsinki sözcüğü, sözleşmenin bu tarihsel anlamına bir göndermedir. hCa, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) ve Paris Þartı ile devletler düzeyinde devam eden bu sürecin, sivil tabana yayılmasını ve toplumlar arası diyaloğun zenginleştirilmesini hedefler.
Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin çalışma alanları, şu başlıklar altında sıralanabilir:
Azınlık hakları ve çokkültürlülük
Çatışmalara karşı sivil yaklaşımlar
Hukukun üstünlüğü
İnsan hakları ve yurttaş katılımı
Yerel demokrasi ve sivil toplumun güçlendirilmesi
Avrupa Birliği bütünleşme süreciHelsinki Yurttaşlar Derneği, çalışmalarını belirli temalar çerçevesinde kampanya ve proje temelinde yürütür, amaçlarını gerçekleştirmek için ulusal ya da uluslararası düzeyde konferans, toplantı, seminer, panel, sempozyum ve sergiler düzenler, görsel, işitsel ve yazılı yayınlar yapar, benzer alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ve kurumlarla işbirliğinde bulunur.
Azınlık Hakları ve Çokkültürlülük
Çokkültürlülük, günümüzde gelişmiş bir toplum olabilmenin ve birlikte yaşayabilmenin kilit kavramlarından sayılıyor. Kimlik politikaları ve “öteki” sorunu ise uzun zamandır süren, daha da süreceğe benzeyen tartışmaların merkezinde yer alıyor.