Örnek Resim

Çeviri: "İnsan Hakları. EVET! Engelli Haklarına Dair Eylem ve Savunuculuk"

Minnesota İnsan Hakları Kaynak Merkezinin 2007 yılında yayımladığı “İnsan Hakları. EVET! Engelli Haklarına Dair Eylem ve Savunuculuk” başlıklı kitap, İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) tarafından, Raoul Wallenberg İnsan Hakları ve İnsancıl Hukuk Enstitüsü ile işbirliği içerisinde yürütülen ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı tarafından finansal olarak desteklenen “Türkiye’de Engelli Kişilerin İnsan Haklarına Saygının Güçlendirilmesi” projesi kapsamında Türkçeye çevrildi.
(Çevirenler: Çağatay Gülabioğlu ve Elif Çopuroğlu)

Kitabı aşağıdaki bağlantıya tıklayarak bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

İyi okumalar dileriz.

İnsan Hakları. EVET!
Engelli Haklarına Dair Eylem ve Savunuculuk

(PDF; 2.3 MB)

(Kitabın İngilizce orijinaline ulaşmak için tıklayınız.)

“TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUN TASARISI” BU HALİYLE YASALAŞMAMALIDIR!

BAŞBAKANLIK İNSAN HAKLARI BAŞKANLIĞI TARAFINDAN YAPILAN, “TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI”NA İLİŞKİN İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİNİN ELEŞTİRİLERİYLE İLGİLİ KAMUOYUNA YAPILAN AÇIKLAMA NEDENİYLE ZORUNLU AÇIKLAMA

İnsan hakları alanında faaliyet sürdürüyor olsa bile “atanmış” bir kurulun, ne denli bağımsız olabileceğine dair “Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu Tasarısı”na yönelttiğimiz en temel eleştirimiz haklı çıktı.

İnsan Haklarını İzleme Bülteninin 13. Sayısı Yayımlandı

Merhaba,

İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından yayımlanan İzlem’in 13. sayısıyla karşınızdayız.

Bu sayımızda 2006 yılında AİHM tarafından verilen bir karara yer verdik.  AİHM’nin 2006’da imza attığı karar polisin, protesto hakkını kullanmak isteyen öğrencilere kamu düzeni ve güvenliği gerekçe göstererek, sert müdahalede bulunmasının insan hakkı ihlali olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıntılarını 11. sayfada okuyabilirsiniz.

“Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu Tasarısı”na ilişkin ortak açıklama

“Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu Tasarısı”na ilişkin son günlerde kamuoyunda yaratılmaya çalışılan yanlış izlenimlere ilişkin insan hakları kurumlarının zorunlu açıklaması

ORTAK AÇIKLAMA

14 Ocak 2011

Türkiye’nin siyasal ve sosyal gündemi tüm yoğunluğunu koruduğu bir sırada sadece insan hakları örgütlerini değil tüm kamuoyunu açısından büyük bir öneme sahip olan “Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu Tasarısı” önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu gündemine alınacak.

"HRANT DİNK CİNAYETİ DÖRDÜNCÜ YIL RAPORU"

Avukat Fethiye Çetin tarafından hazırlanan rapora aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Hrant Dink Cinayetinin dördüncü yılına yaklaştığımız bugünlerde, her yıl olduğu gibi, bir önceki yılı ve davayı değerlendiren bir raporu sizlerle paylaşıyoruz. Hrant Dink cinayetine zemin hazırlayan süreç, bu süreçte rol alan kişi ve kurumlar ile cinayetin gerçek faillerini, cinayetin nedenini önceki raporlarımızda tartışmış, konuya ilişkin sorular sormuş ve olası yanıtları vermiştik. Bugün artık, yargılamada gelinen aşama, dava dosyaları içeriği, bu dosyalardan elde edilen deliller, dava dışı soruşturma ve araştırmalar ile AİHM kararı ışığında, yorum ve yanıtlarımız netleşti.

Raporda işaret edilen kişi, kurum ve mekanizmaların Dink cinayetinin hazırlanması, işlenmesi, cinayetin ardından delillerin gizlenmesi, karartılması, gerçeğin üstünün örtülmesi, yargı süreçlerinin sınırlarının ve çerçevesinin çizilmesi ve bu sınırların dışına çıkılmamasındaki dikkat çekici uyumu ve bu uyumun, cinayetin meşrulaştırılması yanında cezasızlığını da olağanlaştıran güçlü bir aygıtın ve zihniyetin varlığına tekabül ettiği ayrıntılarıyla anlatıldı.

Bu rapor, yukarıda işaret edilen aygıtın niteliğini ve nasıl çalıştığını, benzer davalarda ve bu davada nasıl yeniden üretildiğini, Hrant Dink cinayeti özelinde incelemek amacıyla ve yukarıda sunduğumuz tespitin dayandığı olguları ve delilleri incelemeye, soruşturma aşamasından başlamanın bütünlüklü bir değerlendirme açısından daha uygun bir yöntem olduğu düşüncesiyle hazırlandı.

Raporda ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Hrant Dink kararı, kararın ne anlama geldiği, önemli başlıkları ile yorumlandı. Aynı dosyaları inceleyen, dosyalar içindeki ayni delilleri değerlendiren AİHM yargıçlarının Türkiye’deki meslektaşlarından tamamen farklı sonuçlara ulaşmalarının nedenleri tartışıldı.

Suikast planlarından bütün ayrıntılarıyla haberdar olan devletin güvenlik güçlerinin neden harekete geçmedikleri ve neden cinayeti önlemediklerinin cevabını da veren ondokuz sayfadan ibaret raporu ekte bilgilerinize sunuyoruz.

Av. Fethiye Çetin

HRANT DİNK CİNAYETİ DÖRDÜNCÜ YIL RAPORU

FOURTH-YEAR REPORT ON HRANT DINK’S MURDER

"İnsan Hakları İçin Diyalog Dergisi"nin 7. sayısı yayımlandı

Merhaba,

Planladığımız takvimi yakalamayı henüz başaramamış olsak da, İnsan Hakları İçin Diyalog’un 7. sayısıyla tekrar karşınızdayız.

Uzun ve her bakımdan sıcak bir yazı geride bıraktık. 12 Eylül günü yapılan halk oylamasına yönelik kampanyaların yaza damgasını vurduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. 12 Eylül Anayasası, yürürlüğe girmeyenleri de ekleyecek olursak, yirminci değişikliği yaşadı. TBMM’de onaylanan ve referanduma sunulan anayasa değişiklik paketi, daha çok insan hakları, demokratikleşme ve kısmen de geçmişle yüzleşme/hesaplaşma bağlamında çeşitli tartışmalara konu oldu. Bazı kesimler, yapılan değişiklikleri yetersiz bulmalarına karşın desteklemek gerektiğini söylerken, bazı çevreler, paketi, siyasi iktidarın yargıyı da kendi kontrolü altına alma girişimi olarak değerlendirerek toplumu hayır oyu vermeye çağırdılar. Tüm bunların dışında kalan ve esasen Kürtlerin öncülük ettiği bazı kesimler ise, paketin Kürt sorununun çözümüne dair herhangi bir düzenleme içermediği ve Kürtleri yok saydığı gerekçesiyle, sandığa gitmeme, halk oylamasını boykot etme kararı aldılar.