İnsan Haklarını İzleme Bülteninin 10. Sayısı Yayımlandı

İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından yayımlanan İzlem’in 10. sayısıyla yeniden birlikteyiz.

Bu sayımızın ilk haberi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi, Hrant Dink’in ifade özgürlüğü ve yaşama hakkını ihlal ettiği ve cinayetten sonra ailesine etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkı tanımadığı için mahkûm ettiği kararı hakkında.  Hrant Dink’in eşi Rakel Dink kararı “Doğum gününden bir gün önce çıkan bu karar, Hrant’a bir hediye” şeklinde yorumlamış ve ödenecek tazminatın Hrant Dink Burs Fonu, Getronagan Lisesi ve Gedikpaşa Protestan Kilisesi’ne bağışlanacağını söylemişti.

Yaz aylarını, anayasa değişikliği paketi için yapılacak referanduma yönelik siyasi açıklamalarla geçirdik. 12 Eylül günü gerçekleştirilen referandumun resmi sonucunun yürürlüğe girmesinden itibaren, Türkiye çarpıcı gelişmelere sahne olacak.  Referandumla kabul edilen pakette yer alan düzenlemeler ve yaşanabilecek muhtemel gelişmeler bu sayımızda ayrıntılı bir şekilde yer alıyor. İlginizi çekeceğini düşünüyoruz.

1993–1997 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayetleri “devlet politikası” olarak niteleyerek, o dönem yüzbaşı ya da üsteğmen olan kişilerin, cinayetleri emir üzerine işlediklerini söyleyen emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın iddiasının, faili meçhul cinayet ve eylemlere ilişkin bilânçolarla da örtüştüğü ortaya çıktı. İHD verileriyle de örtüşen bilânço ile ilgili haberi de bu sayımızda okuyabilirsiniz.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, evliliğin vatandaşlık hakkını alabilmek için yapılmasını, evliliğin iptalini gerektirmediğine ve bu tür evliliklerin nikâh memuru önünde usulüne uygun yapıldığı takdirde evrakta sahtecilik suçundan ceza verilemeyeceğine
hükmetti.  Karar kesinleşirse, Türkiye’de kalabilmek için sahte evlilikler yapanlar, usule uygun nikâh kıymaları halinde
sahtecilikle suçlanmayacak.

Daha önce haksız tahrik indirimi yaptığı töre cinayeti kararlarından, yasalarda yapılan değişikliklerden sonra vazgeçen Yargıtay’ın şimdi de kan davasıyla ilgili verdiği kararlar tartışma yaratıyor. “Bir Garip Kan Davası Kararı” adlı haberimizde ayrıntıları okuyabilirsiniz.

“Yasama” bölümümüzde, CHP’nin,  Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van’daki Mustafa Muğlalı Kışlası’nın isminin değiştirilmesini istemesinin ardından verdiği soru önergesiyle ilgili haber yer alıyor.  “Yürütme” bölümümüzde ise Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı bir kanun tasarısı taslağına yer verdik. Söz konusu tasarı, internet ve telefon üzerinden tüketicilere reklâm amaçlı toplu mesaj gönderenlere, alıcının onayı yoksa 50 bin TL’ye kadar ceza verilmesini öngörüyor.

Bu sayımızda Hrant Dink’le ilgili kararın yanı sıra AİHM tarafından Türkiye hakkında verilen üç kararı da sizlerle paylaşıyoruz. Bu kararlardan ilki, askeri bir tesiste çalışırken Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla işten çıkarılan ve bu kararın iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvuran Utku Karaaslan’ın, işten çıkarılmasına temel oluşturan bilgi ve belgelerin ilgili mevzuat uyarınca “gizli” olarak nitelendirilmesiyle ilgili. AİHM Türkiye’yi bu dava sonucunda adil yargılanma hakkı ihlalinden mahkûm etti.  Diğer iki haberi ise bültenimizin son sayfalarında görebilirsiniz.

11. sayımızda yeniden bir arada olmak dileğiyle sözümüzü, eşiyle ilgili verilen karara ilişkin konuşmasından, Rakel Dink’in sözlerine bırakıyoruz:

“Hrant öldürülmemiş olsaydı şu anda kesinlikle çok mutlu olurdu. Çünkü ülkesinden ayrılmak istemiyordu. Ama bir o kadar da üzüntülü olduğunu söylerdi Türkiye için. Çünkü her zaman ülkesiyle övünmek isterdi.


“Umarız bugüne kadar ifade özgürlüğüyle, cinayet soruşturması ve davası sürecinde üzerine düşeni onun övünebileceği şekilde yerine getirmeyen Türkiye devleti, bugünden sonra suçluyu aklayan, suçsuzu mahkûm eden bu tavrından vazgeçer”.

 

İzlem’in 10. sayısını İnternet üzerinden okumak için tıklayınız…

İzlem’in 10. sayısını bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız (pdf)…

İzlem’in önceki sayılarına ulaşmak için tıklayınız:

İzlem 1-6

İzlem 7-9