Örnek Resim

Türkiye'de Demokratik Kurumların İşleyişi

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM)Genel Kurulu, 25 Nisan 2017 tarihinde “Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi” başlıklı bir oturum yapıldı. AKPM Türkiye raportörleri Ingebjørg Godskesen ve Marianne Mikko tarafından tarafından hazırlanan aynı başlıklı raporun görüşüldüğü oturumun sonunda Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınmasına karar verildi.
Olağanüstü hal kapsamında alınan kararlar ve uygulamaların eleştirildiği rapor, Sivil Düşün AB Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından tercüme edilmiştir:
Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi
Ayrıca, Avrupa Konseyi’nin denetim sürecine ilişkin hazırladığı bilgi notu için bkz. AKPM Denetim süreci
Kararın ve raporun İngilizce orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.
 

UAÖ Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın Tutuklanmasına İlişkin Ortak Açıklama

6 Haziran 2017 günü sabah erken saatte gözaltına alınan Taner Kılıç, 9 Haziran 2017 gecesi saat 23.30’da hâkim önüne çıkarılarak tutuklanmış ve cezaevine gönderilmiştir. Kişi özgürlüğü hakkına açıkça aykırı olan bu tutuklama, tüm insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşlarınca hukuka aykırı bulunmuş, tepki ve endişe ile karşılanmıştır.

Taner Kılıç uzun yıllar insan hakları savunuculuğu yapmış, özellikle “mülteci hakları ve hukuku” üzerine fedakârca çalışmalarda bulunmuş ve kurucularından olduğu Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin halen yöneticiliğini yapmakta olan saygın bir kişidir. Kendisinin sadece bir iddia üzerine terör örgütü üyeliği ile suçlanması ve adeta bu durum sabit görülmüş gibi bir muameleye tabi tutulması infiale sebep olmuştur.
Devletin istihbarat birimleri tarafından ileri sürülen, ByLock adlı programın telefonuna indirildiği iddiası Taner Kılıç tarafından kesin olarak reddedilmektedir. Bu redde rağmen; bu programın kullanılıp kullanılmadığının, kullanıldı ise kiminle hangi tarihlerde ne kadar süre kullanıldığı ve hepsinden önemlisi görüşmelerin içeriğinin ortaya konulmasına ve araştırılmasına gerek duymaksızın iddianın tek ve yeter şart sayılması ülkemiz hukuk sistemi için de endişe verici bulunmuştur. Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi OHAL ilanında bile mutlaka uyulması gereken en temel hukuk kuralıdır.
“Masumiyet Karinesi” temel ilkesinin içinde bulunduğumuz şartlar gerekçesiyle de olsa göz ardı edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Uzun yıllar içinde gerek teorik gerekse pratik çalışmaları ile kendisinden hiçbir şüphe duymadığımız arkadaşımız için vuku bulan bu ihlal, tüm yurttaşlarımız için potansiyel bir endişe kaynağıdır.
Tutuksuz yargılama asıl, tutuklu yargılama istisnadır. OHAL ilanı ile birlikte kişi özgürlüğü hakkının en önemli güvencesi olan bu kuralın ihlali kesinlikle kabul edilemez.
İnsan hakları örgütleri olarak, Taner Kılıç vakasından hareketle, yargı mensupları ve tüm hukuk insanlarını gözaltı ve tutuklama konusundaki pratiklerini evrensel hukuk ilkeleri açısından yeniden değerlendirmeye, bu ve benzeri hukuksuzluklara bir an önce son vermeye, siyasal iktidarı hak savunucuları konusunda BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesine uymaya çağırıyoruz.
 İngilizce Açıklama için
İnsan Hakları Derneği [İHD], İnsan Hakları Gündemi Derneği [İHGD], Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi [UAÖ], Yurttaşlık Derneği [YD], Hak İnisiyatifi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı [TİHV], Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği [Kaos-GL], Mültecilerle Dayanışma Derneği [Mülteci-Der], Mülteci Hakları Merkezi [MHD]

İnsan Hakları Savunucusu Avukat Taner Kılıç Derhal Serbest Bırakılmalıdır!

6 Haziran 2017 tarihinde İzmir Terörle Mücadele Polisi tarafından evi ve bürosunda  arama yapılarak gözaltına alınan Avukat Taner Kılıç derhal serbest bırakılmalıdır.
Genel olarak insan hakları savunuculuğunun yanı sıra, özelde mültecilerin haklarını savunmaya kendisini adamış bir insan hakları savunucusu olan Avukat Taner Kılıç, Türkiye’de mülteci haklarına yönelik farkındalığın ve savunuculuğun artmasında vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi kurucularından olan Kılıç, 2014 yılından bu yana Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmektedir.  Mültecilerle Dayanışma Derneği’nin de kurucularından olan Kılıç, İzmir Barosu ve TBB Mülteci Hakları Komisyonlarında da aktif olarak çalışmaktadır.
Hükümeti, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesine sadık kalmaya davet ediyor ve İnsan Hakları Savunucusu Avukat Taner Kılıç’a yönelik hukuk dışı işlemden bir an önce vazgeçilmesini ve derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
İnsan Hakları Derneği
İnsan Hakları Gündemi Derneği
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
Yurttaşlık Derneği

İnsan Hakları Savunucusu Günal Kurşun hakkında açılan davanın takipçisiyiz!

İnsan Hakları Gündemi Derneği önceki başkanı ve şu andaki yönetim kurulu üyelerinden ceza hukukçusu Dr.Günal Kurşun, hakkında Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşmasında, bugün (22 Mayıs 2017) yargıç karşısına çıkacak.
Günal Kurşun hakkında Todays Zaman gazetesinde yazı yazmak, sosyal medya paylaşımlarında bulunmak suretiyle silahlı örgüte üye olmak (TCK 314/2) ve terör örgütü propagandası yapmak (TMK 7/2) suçlarından dava açılmıştı.
Biz İHOP bileşeni insan hakları örgütleri olarak, Günal Kurşun’un insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi için gösterdiği olumlu çabaların tanığıyız.
Biz biliyoruz ki, zaman zaman, dünyanın başka ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de insan hakları savunucuları yasa dışı örgütlerle bağlantılı gösterilmeye çalışılmakta ve böylece itibarsızlaştırılmak istenmektedir. Bazen de hak savunucularının basın açıklamaları, raporları, fikir beyanları ve eleştirel yaklaşımları, “terör propagandası” olarak nitelenebilmektedir. Bu ve benzeri talihsiz suçlama ve değerlendirmelerin iddianamelere yansıtılması, böylece insan hakları savunucuları üzerinde yargı baskısı oluşturulması kabul edilemez.
Unutulmamalıdır ki, insan haklarını savunma hakkı bir insan hakkıdır!
Biz insan hakları savunucuları, çalışmalarını yakından bildiğimiz, insan hakları savunucusu Günal Kurşun’un yargılandığı davanın takipçisi olacağız.
İHOP bileşeni insan hakları örgütleri

OHAL'DE MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ: AVRUPA KONSEYİ VENEDİK KOMİSYONU GÖRÜŞÜ

Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu raportörleri Christoph Grabenwarter, Regina Kiener, Martin Kuijerand, Herdis Kjerulf Thorgeirsdottir tarafından hazırlanan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM içtihatlarına dayanılarak  OHAL Kararnameleri ve Anayasa’nın ilgili maddeleri kapsamında hazırladığı Görüş, 10-11 Mart 2017 tarihlerinde düzenlenen Venedik Komisyonunun 110.  Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Olağanüstü Hal kararnamelerinin  değerlendirildiği bu Görüş, Sivil Düşün AB Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından  Türkçeye çevrilmiştir. Bkz. Venedik Komisyonu_medya (1)
Görüşün orjinal dili ingilizcedir. İngilizce erişim için bkz. http://www.venice.coe.int/webforms/documents/?country=31&year=all

ORTAK AÇIKLAMA

İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı M. Raci Bilici Derhal Serbest Bırakılsın!

 16 Mart 2017

İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı M. Raci Bilici 15 Mart 2017 günü sabah saatlerinde Diyarbakır’da evi aranarak gözaltına alındı. Halen Diyarbakır İl Emniyet TEM Şube’de gözaltında tutulmaktadır. Avukatların verdiği bilgilere göre soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı bulunmakta ve Raci Bilici’nin somut olarak ne ile suçlandığı şimdilik bilinmemektedir.
İnsan haklarını savunma hakkı, BM İnsan Hakları Savunucuları Bildirgesi’nde ifade edildiği üzere, bağlayıcı AGİT taahhütlerinde, BM uluslararası insan hakları sözleşmelerinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerinde düzenlenen temel insan haklarına dayan­makta ve bu haklardan doğmaktadır.
Yukarıda sözü edilen tüm belgelerde yer aldığı üzere, insan hakları savunucularının etkinlikleri aşağıdaki unsurları kapsamaktadır:

  • ihlalleri belgelemek
  • ihlallerin mağdurları için hukuksal, psikolojik, tıbbi ve diğer desteklerin sağlanması yoluyla telafi aramak
  • insan haklarının ve temel özgürlüklerinin sistematik ve yinelenen ihlallerinin gizlenmesine hizmet eden sorumsuzluk/cezasızlık kültürleri ile mücadele etmek; ve
  • insan hakları kültürünü egemen kılmak ve ulusal, insan hakları savunucuları hakkında bölgesel ve uluslararası düzeyde bilgi ve enformasyon sağlamak.

Uzun yıllardır Diyarbakır’da insan hakları mücadelesi veren İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şubesinin Başkanı Raci Bilici’nin yukarıda belirtilen insan hakları faaliyetleri nedeniyle şüpheli sıfatıyla gözaltına alınması asla kabul edilemez.
İnsan hakları savunucusu, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici derhal serbest bırakılmalıdır!
 İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Yurttaşlık Derneği

685 SAYILI KHK İLE KURULAN OHAL KOMİSYONU ETKİLİ BİR HUKUK YOLU MU?

Türkiye’de 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen ve 8. ayına girmiş bulunan Olağanstü Hal kapsamında 21 kanun hükmünde kararname yayınlandı. Bunların arasında 23 Ocak 2017 tarihinde yayınlanan 685 sayılı kararname ile “olağanüstü hal kapsamında, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak” amacıyla oluşturulacak Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu yer aldı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Kerem Altıparmak, ekte yer alan makalesinde bu Komisyon’un etkili bir hukuk yolu olup olmadığını tartışmaktadır. 685 Sayılı KHK ile iki aylık bir zaman diliminde kurulması öngörülen bu Komisyonun, bu makalede yer alan analizleri dikkate almasını temenni ederiz.
Makaleye erişmek için: İnceleme Komisyonu_OHAL
Makalenin İngilizcesi için:IS THE STATE OF EMERGENCY INQUIRY COMMISSION
 

İHOP’un Temel Aldığı Değerler ve İlkeler

TEMEL ALDIĞI DEĞERLER

  • Eşitlik, ayrımcılık karşıtlığı, insan haklarına bağlılık: İHOP insan haklarının evrenselliğini ve bütünlüğünü kabul edip insan hakları ilke ve standartlarını hak temelli yaklaşım çerçevesinde kendi çalışmalarında hayata geçirir.
  • Dayanışma: İHOP, insan hakları değerlerinin ancak dayanışma ile hayata geçeceğine inanır.
  • Saygı: İHOP insan hakları değer ve ilkelerini savunan bütün insan hakları öznelerinin varlığına inanır ve bağımsızlığına saygı gösterir. Kendini oluşturan örgütlerin farklılıklarına saygı gösterir ve farklılıkların getirdiği avantajları güç olarak değerlendirir.
  • Bağımsızlık: İHOP devletlerden, hükümetlerden, siyasi partilerden ya da diğer güç odaklarından bağımsızdır.

ÇALIŞMA İLKELERİ

  • Tamamlayıcılık ve tematik çalışma alanlarında kapsayıcılık: İHOP, kendisini kuran örgütleri destekleyen bir yapıdır ve bu örgütlerin çalışmalarına artı değer sunar. Kurucu örgütlerin faaliyetlerinin görünürlüğünü ve etkisini güçlendirmek için çalışır. İHOP, insan haklarının tematik alanlarında birlikte çalışma ve işbirliğinde kapsayıcılık ilkesini benimser.
  • Katılımcılık: İHOP karar alma süreçlerine ve faaliyetlerin uygulanmasına ulusal, bölgesel ve yerel temsilcilerin etkin katılımını kolaylaştırır. Oy birliği ile hareket etme: İHOP’un operasyonel kararları oy birliği ile alınır.
  • Açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirlik: İHOP açık iletişime, farklı fikirlere açıktır. İHOP’un bütün ilke, kural ve politikaları kamuoyu ile paylaşılır. İHOP mali ve politik konularda hesap verebilirlik ilkeleri altında hareket eder.
  • Bilgi temelli ve uzmanlığa dayalı çalışma: İHOP güçlü ve etkili insan hakları çalışmasının bilgi, uzmanlık ve aktivizm arasındaki bağların kuvvetlenmesiyle mümkün olacağına inanır.

İHOP’un Kuruluşu

İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP), hükümet dışı insan hakları örgütlerinin insan hakları alanında tek başlarına etkili çözüm üretemedikleri alanlarda birlikte hareket etmelerine olanak sağlayacak bir ortam yaratmak üzere 25 Haziran 2005’de Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi tarafından kuruldu.
İHOP’un kuruluş fikri, Türkiye’nin AB’ye aday ülke olarak kabul edilmesiyle birlikte başlayan reform sürecinde ortaya çıktı. Türkiye’de hukukun üstünlüğü prensiplerine ve insan haklarına dayalı sağlıklı ve kalıcı bir demokratik sistemin oluşmasında insan hakları örgütlerinin katkısını güçlendirmek amacıyla ortak çalışma yapma ihtiyacından doğdu. 2005 yılında başlayan bu ortak çalışma alanı, zaman zaman küçülerek, zaman zaman genişleyerek bugüne kadar varlığını sürdürdü.

OLAĞANÜSTÜ HAL DURUM RAPORU'NUN İNGİLİZCESİ YAYINLANDI

İHOP tarafından hazırlanan Olağanüstü Hal Durum Raporu’nun İngilizcesi yayınlandı. Raporda, 21 Temmuz 2016 – 23 Şubat 2017 OHAL döneminde çıkarılan 21  OHAL Kararnamesi ve bu kararnamelere dayanarak işlemde bulunan resmi kurumların sağladığı bilgiler ışığında kanun hükmünde kararnamelerin içerikleri, TBMM tarafından denetiminin boyutları, OHAL kararnameleri yoluyla gerçek ve tüzel kişilere yönelik olarak uygulanan tedbirlerin ortaya çıkardığı sonuçlar ayrıntılı olarak sunulmaktadır.
Raporun İngilizcesine ulaşmak için: Fact Sheet of State of Emergency