İnsan Hakları Ortak Platformu 22. dönem milletvekillerine Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa’nın Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi durumunda yaşama hakkına, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkına, konut dokunulmazlığı hakkına, özel yaşamın gizliliği hakkına, örgütlenme özgülüğü hakkına sahip çıkarak yasayı bir daha onaylamamaya, yasa veto edilmediği takdirde ise en az 110 milletvekili ile birlikte yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmaya çağırdı.
Sayın Milletvekili,
Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 5681 Sayılı Yasa, 2 Haziran 2007 tarihinde, insan hakları örgütlerinden meslek örgütlerine, hukukçulardan akademisyenlere kadar pek çok kişi ve kuruluşun tepkisine karşın onaylandı.
11 Eylül olayı ile tüm dünyada tartışılmaya başlayan insan haklarından çok devletin güvenliğini esas alan ve güvenliği, kişi güvenliği olmaktan çıkarıp devletin güvenliğine indirgeyen yaklaşımı temel alan bu yasa, Türkiye’de demokrasi ve insan hakları açısından geriye doğru gidişin bir başka örneğidir.
Yasaya ilişkin çalışmaların daha önceden başlamasına karşın, herhangi bir danışma ve görüş oluşturma sürecine izin verilmeden, meclis kapanmak üzereyken, apar topar gündeme getirilip çıkarılması dikkat çekicidir. Sadece bu usulün kendisi dahi, demokratik süreçlerin ve mekanizmaların gerekleri açısından kaygı vericidir.
Yasa, polis ve jandarmanın yetkilerini genişleterek “polis devleti”nin önünü açarken, ne yazık ki temel hak ve özgürlüklerin önünde yeni ama çok ciddi bir engel oluşturmaktadır. Polisin, bir yurttaşı herhangi bir gerekçe göstermeden kimliğini ispata zorlaması, üzerini araması, “durdurma” adı altına fiilen gözaltına alması, suçu önleme gerekçesiyle evini basması, kaçtığı gerekçesiyle silahla vurma hakkına sahip olması, mahkeme kararı olmaksızın aramalar yapması, son derece keyfi değerlendirmelerle parmak izini alması, insan haklarına aykırı olduğu kadar başta Anayasa ve Ceza Muhakemeleri Kanunu olmak üzere, yürürlükteki diğer özel kanunlar ile de çelişki halindedir. Polisin ve jandarmanın yetkilerinin genişletilmesi, Türkiye’yi bir hukuk ve huzur ülkesi haline getirmeyecek, aksine, gerilim ülkesi konumuna sokacaktır.
Ülkemizin ihtiyacı olan şey, daha fazla polis zoru ve baskısı değil, daha demokratik süreçlerin ve mekanizmaların bir an önce işlerliğe kavuşmasıdır.
Bu nedenle İnsan Hakları Ortak Platformu olarak Cumhurbaşkanı’na yasayı veto ederek meclise geri göndermesi talebimizi açık bir mektupla kendisine ileteceğiz.
Bu süreçte TBMM’de bizi temsil eden 550 milletvekilinin arasında yaşama hakkına, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkına, konut dokunulmazlığı hakkına, özel yaşamın gizliliği hakkına, örgütlenme özgülüğü hakkına sahip çıkacak, gerektiğinde bu yasaya karşı iptal davası açacak en az 110 milletvekilinin olduğunu biliyor, sizin de arasında olduğunu umduğumuz bu milletvekillerinin bir an önce ses vermesini bekliyoruz.
Helsinki Yurttaşlar Derneği
İnsan Hakları Derneği
MAZLUMDER
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Þubesi