Mısır’da Ölüm Cezaları Uygulanmamalı, Muhammed Mursi ve Tüm Siyasi Mahpuslar Serbest Bırakılmalıdır!

(Mısır Devlet Başkanı General Sisi’ye Açık Mektup)

3 Temmuz 2013 günü General Sisi’nin liderliğinde Mısır ordusu tarafından Mısır’da askeri darbe gerçekleştirmek yolu ile siyasal iktidara el konmuş, devlet başkanı Sayın Mursi başta olmak üzere seçim yolu ile iktidarda bulunanlar hapsedilmiştir. Mısır’da gerçekleştirilen askeri darbe bizlere 12 Eylül 1980 günü Türkiye’de gerçekleştirilen askeri darbeyi hatırlatmıştır. Aradan 33 yıl geçmesine rağmen Ortadoğu’da hala askeri darbeler yolu ile siyasal iktidarlara el konulması Ortadoğu’nun kaderi olmaktan çıkamamıştır. Ortadoğu’da yaşayan halklar da demokratik değerlere dayalı bir demokraside insan haklarına bağlı yönetimler tarafından yönetilebilmeli ve siyasal iktidar serbest seçimler dışında hiçbir şekilde el değiştirmeden devam edebilmelidir.

Mısır Devlet Başkanı Sayın Sisi

Bu mektubu kaleme almamdaki asıl sebep ülkenizde siyasal nedenlerle hapsedilmiş bulunan siyasi mahpuslardan yüzlercesinin ve son olarak seçilmiş devlet başkanı sayın Mursi’nin ölüm cezası ile cezalandırılmış olmasıdır. Siyasi mahpuslara ölüm cezasını veren mahkemenin olağanüstü yetkilerle donatılmış bir meci olduğunu ve doğrudan doğruya siyasal iktidarı kullanan sizler tarafından yönlendirildiğini düşünmekteyiz. Dolayısıyla verilecek kararın geri alınması yada ölüm cezalarının infaz edilmemesi tamamen sizlerin yetkisindedir.

Türkiye’de 12 Eylül 1980’de askeri darbeyi gerçekleştiren generallerden hayatta olan Ahmet Kenan Evren ve Ali Tahsin Şahinkaya ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi ile Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/137 E sayılı dava dosyasında yargılanmış ve müeppet hapis cezası ile cezalandırılmışlardır. 9 Mayıs 2015 günü ölen Ahmet Kenan Evren’in cenazesine hiçbir siyasi parti katılmamış olup, Türkiye’deki kamuoyu baskısı galip gelmiştir. Darbeyi yapan generaller ile ilgili ayrıca verdikleri ölüm cezası kararları ve bu kararların infaz edilmesi ve sistematik işkence nedeni ile yaşamını yitirenler hakkında da insanlığa karşı suç işlemekten dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam eden ayrı bir soruşturma bulunmaktadır.

Türkiye örneğini vermemdeki maksat aradan 30 yıl geçtikten sonra bile darbe yapan kişiler hakkında dava açılabileceğini ve yargılama yapılabileceğinin mümkün olduğunu göstermek içindir. Bu durumu özellikle sizleri Mısır’da olası insan hakları ihlallerini önlemeniz bakımından caydırıcılık olması için belirtiyorum.

Bildiğim kadarı ile Mısır, BM Kişisel ve Siyasal Uluslar arası Sözleşmesi ile BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Uluslar arası Sözleşmesi’ni onaylamış ve yürürlüğe koymuştur. BM Kişisel ve Siyasal Uluslar arası Sözleşmesi’nin 6. maddesinin 1. fıkrasında her insanın doğumla kazandığı yaşam hakkına sahip olduğu, bu hakkın yasa ile korunacağı, hiç kimsenin yaşamından keyfi olarak yoksun bırakılmayacağı belirtilmiş, 6. maddenin 2. fıkrasında ölüm cezasının kaldırılmamış bulunduğu ülkelerde ölüm cezası hükmünün ancak suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasaya uygun olarak ve çok ağır ciddi suçlar için verilebileceği, bu cezanın ancak yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş kesin bir hüküm üzerine infaz edilebileceği düzenlenmiştir. 6. maddenin 4. fıkrasında ölüm cezasına mahkum edilen herhangi bir kişinin bu cezanın affını yahut başka bir cezaya çevrilmesini isteme hakkına sahip olacağı, ölüm cezası hükmü için af yada başka cezaya çevirme kararının her durumda verilebileceği belirtilmiş, maddenin 5. fıkrasında 18 yaşından küçüklere ölüm cezası verilemeyeceği ve hamile kadınların ölüm cezasının infaz edilemeyeceği belirtilmiş, 6. maddenin 6. fıkrasında bu madde hükmünün ölüm cezasının kaldırılmasını geciktirmek yada engellemek amacı ile ileri sürülemeyeceği açık bir şekilde ifade edilmiştir.

Ülkenizin onaylayarak sorumluluk altına girdiği BM Sözleşmesi hükmü gayet açıktır. Siyasi mahpusların siyasi fiilleri nedeni ile olağanüstü yetkilerle donatılmış merciler tarafından hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda ölüm cezası verilemez. Böyle bir ceza kesinlikle infaz edilemez. Bu cezanın kaldırılmaması yada infaz edilmesi doğrudan doğruya sizlerin hukuki ve cezai sorumluluğunu doğuran ağır bir fiil olacaktır. Bu nedenlerden ötürü verilmiş olan ölüm cezalarının kaldırılmasını ve hiçbir şekilde infaz edilmemesini talep etmekteyiz.

Biz insan hakları savunucuları tüm dünyada ölüm cezasının kaldırılması için mücadele etmekteyiz. Devletler ölüm cezası uygulayarak intikam alamazlar. Çağdaş ceza hukukunda ölüm cezasına yer yoktur. Dünyadaki örnekler göstermiştir ki ölüm cezası ile elde edilmek istenen hiçbir amaç gerçekleşmemiştir.

Bu mektubumla sizlere Türkiye’den seslenerek, Türkiye’de yaşanan gelişmeleri aktarmak ve Türkiye’deki insan hakları savunucularının Mısır’da sayın Mursi ve yüzlerce siyasi kişiye verilen ölüm cezası hakkındaki derin endişelerini ve üzüntülerini bildirmek istiyorum. Mısır’ın BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslar arası Sözleşmesi’ne ek 6 nolu protokolünü onaylayarak ölüm cezasını mevzuatından çıkartmaya davet ediyorum. Bizler, ölüm cezasını uygulamanın ağır bir suç olduğunu düşünmekteyiz. Sizler bu suçu gerçekleştirmeyin.

İnsan hakları savunucuları dünyanın neresinde olursa olsun her zaman gerçekleri ifade ederler. Bu nedenle bu mektubum sizlere ağır gelmiş olabilir, ancak bu gerçekleri değiştirmemektedir. Sizleri insanlık vicdanında düşünmeye ve geri adım atmaya davet ediyorum.

Öztürk TÜRKDOĞAN
İHD Genel Başkanı