Bu kanun veto edilmelidir!
Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi Anayasaya ve örgütlenme özgürlüğüne aykırıdır başlığıyla yaptığımız 22 Aralık 2020 tarihli ortak açıklamada ve değerlendirmemizde (bkz. Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifine Dair Değerlendirme) bu teklifin yasalaşması halinde ortaya çıkacak problemleri ve endişelerimizi kapsamlı bir metin ile dile getirmiş, başta TBMM’deki Adalet ve Kalkınma Partisi dahil siyasi parti temsilcileri ile görüşmelerde bulunmuştuk. Bunun yanı sıra 650 STK imzası ile tüm milletvekillerine itirazlarımızı sosyal medya üzerinden iletmiştik. Ne yazık ki, bütün bu gayretlerimize rağmen yasa teklifi özüne dokunulmadan yapılan küçük birkaç değişiklikle TBMM Genel Kurulunda çoğunlukla kabul edildi.
Bu yasaya gerekçe olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını izleyen Mali Eylem Görev Gücü’nün 2019 tavsiyeleri ileri sürülmektedir. Ancak sözü edilen tavsiyeler, 7 ana başlıktan (*) meydana gelmesine rağmen, bu başlıklardan sadece bir tanesi ele alınmıştır. İran’la ilgili BMGK kararlarını uygulamak için yasal dayanağın olmaması, Uygulamadaki gecikmeler, Varlıkların sınırlı kapsamı gibi tavsiyeler dikkate alınmamış, keza Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar (NPO) ile ilgili olarak saptanan, “(I) Kar Amacı Gütmeyen Örgütlerin (KAGÖ) riskini periyodik olarak gözden geçirmek, (ii)KAGÖ’lere erişim ve rehberlik yapmak için spesifik prosedürlerin eksikliği, (iii)Terörün Finansmanının istismarını önlemeye yönelik en iyi uygulamaları geliştirmek için KAGÖ’lerle birlikte çalışmak, (iv)KAGÖ’lere uygulanan denetim, Terörün Finansmanına odaklanmamakta ve esas olarak dolandırıcılığı ve kötü yönetimi önlemeyi amaçlamaktadır” gibi eksiklikler dikkate alınmamış, dikkate alınan tek eksiklik de yanlış değerlendirilmiştir. Birleşmiş Milletlerin ilgili kurumu bu Kanuna rağmen tespit ettikleri eksikliklerle ilgili tavsiyelerine devam edecektir.
Sonuç Olarak,
- Kanunun amacı ve ismi ile hiçbir ilgisi olmadığı halde yapılan değişikliklerde, mevcut dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmakta ve bu belirsiz suçlar nedeniyle hakkında kovuşturma açılan yöneticiler nedeniyle bir derneğin yönetimine el koyulmasının yolu açılmış olacaktır ki, bu da İçişleri Bakanlığı’na dernekler üzerinde siyasi bir vesayet sağlayacaktır.
- Kanunda İçişleri Bakanı’na haklarında kovuşturma açılan dernek yöneticilerinin adeta birer İçişleri Bakanlığı personeli gibi ele alınarak görevden uzaklaştırılması, dernek faaliyetlerinin durdurulması ve derneğin yönetimine el konulması yetkileri verilmiştir.
- Dolayısıyla, Türkiye’nin bir uluslararası kurumun tavsiyelerini yerine getiriyorum diyerek, aslında Türkiye’de zaten oldukça problemli olan özgürlük alanlarını daraltması, durumu daha da sorunlu hale getirilmiş olacaktır.
- 650 sivil toplum örgütünün açıklamalarının yanı sıra, pek çok sivil toplum kuruluşunun medyada yer alan ve destek gören endişelerini ve hassasiyetlerini dikkate almayan, bu Kanun kesinleştiği takdirde yukarıda özetle sıraladığımız ve bugünden öngöremeyeceğimiz pek çok sıkıntılara da neden olacağı bellidir.
- Herhangi bir metnin Meclisten geçerek kanun haline getirilmiş olması, onun meşruiyetini kabul etmemiz anlamına gelmez. Geçmişte meşruiyeti tartışılan pek çok kanun ve uygulama olduğu gibi bugün de bu tartışmalara bir yenisi eklenmiştir.
- Dernek ve Yardım Toplama Kanunu dahil 7 temel kanunda değişiklik öngören 43 maddelik kanun, fiilen bir torba kanundur ve başta Anayasa olmak üzere bağlı olduğumuz uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve edinilmiş müktesep haklarımıza aykırıdır.
- Umuyoruz ve diliyoruz ki, temel hak ve özgürlüklerin geleceğini karartan bu kanun kesinleşmeden Cumhurbaşkanı tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM ye iade edilerek, Mali Eylem Görev Gücü’nün 6 numaralı “hükümetleri, terörizmin ve kara para aklamanın finansmanını önlemek için çalışırken insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı duymaya ve masum üçüncü kişilerin haklarını tanımaya” dair çağrısına uygun bir kanun haline dönüştürülür.
- Bizler, ortaya çıkacak yeni problemler konusundaki hassasiyetlerimizi sürdürmeye, demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanarak muhtemel mağduriyet ve hukuksuzlukların önlenmesi için mücadeleye devam etmekte kararlıyız. 28.12.2020
- Eşit Haklar İçin İzleme Derneği- Hak İnisiyatifi Derneği- İnsan Hakları Derneği- İnsan Hakları Gündemi Derneği- Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi -Yurttaşlık Derneği
(*) Mali Eylem Görev Gücü(FATF) Türkiye Değerlendirmesi, 2019 Raporu, Teknik Uyumluluk Özet Tablosu