BM İnsan Hakları Konseyi’nin Tarihi Kararı: 1. “Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkı, insan haklarından yararlanma açısından bir insan hakkıdır”

İnsan haklarının evriminde bir dönüm noktası olan 8 Ekim 2021’de İnsan Hakları Konseyi, küresel düzeyde ilk kez temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre için insan hakkını tanıyan tarihi bir kararı kabul etti. (Karar 48/13).

Kararın tam metni aşağıda verilmiştir

İnsan Hakları Konseyi

48. Oturumu

13 Eylül–11 Ekim 2021

Gündem maddesi 3

Kalkınma hakkını da kapsayacak şekilde, medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar dahil , tüm insan haklarının geliştirilmesi ve korunması .

İnsan Hakları Konseyi’nin 8 Ekim 2021 tarihli Kararı

48/13.    Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre için insan hakkı

 İnsan Hakları Konseyi,

Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkeleri rehberliğinde,

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ve Viyana Beyannamesi ve Eylem Planı’nı yeniden tasdik ederek ve Kalkınma Hakkı Deklarasyonu’nu, Birleşmiş Milletler İnsan ve Çevre Konferansı’nı (Stockholm Konferansı), Çevre ve Kalkınma Hususunda Rio Deklarasyonu’nu, ilgili uluslararası insan hakları anlaşmalarıyla, ilgili diğer insan hakları belgelerini hatırlayarak,

Tüm insan haklarının evrensel, bölünemez, birbirine bağlı ve birbiriyle ilişkili olduğunu ayrıca yeniden tasdik ederek,

Genel Kurul’un, çok amaçlı, geniş kapsamlı ve insan merkezli bir dizi evrensel ve dönüştürücü Sürdürülebilir Amaç ve Hedefe yönelik olarak aldığı, 25 Eylül 2015 tarih ve 70/1 sayılı “Dünyamızı dönüştürmek: Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi” başlığını taşıyan kararını hatırlayarak,

Devletlerin; iklim değişikliğini, 2012 yılı haziran ayında Brezilya’nın Rio de Jeneiro kentinde toplanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı sonucunu, bu Konferans’ın Çevre ve Kalkınma Hususunda Rio Deklarasyonu ilkelerini yeniden tasdik eden “Arzu ettiğimiz gelecek”[1] başlıklı sonuç belgesini içeren, çevreye dair çok taraflı belge ve anlaşmalar kapsamındaki yükümlülüklerini ve taahhütlerini ayrıca hatırlayarak,

En son 6 Ekim 2020 tarihli ve 45/17 sayılı, 7 Ekim 2020 tarihli ve 45/30 sayılı ve 23 Mart 2021 tarihli ve 46/7 sayılı kararlar olmak üzere, insan hakları ve çevre konusundaki tüm kararları ve ilgili Genel Kurul kararlarını hatırlayarak,

Sürdürülebilir kalkınmayı içerdiği üç boyutuyla (sosyal, ekonomik ve çevresel) kabul etmek, ekosistemler dahil çevreyi korumak, şimdiki ve gelecek nesiller için yaşama, ulaşılabilecek en yüksek fiziksel ve zihinsel sağlık standardından yararlanma, yeterli yaşam standardı, yeterli gıda, barınma, güvenli içme suyu ve sanitasyon ve kültürel yaşama katılım hakları dahil olmak üzere insan refahına ve insan haklarından yararlanılmasına katkıda bulunmak ve bunları teşvik etmek,

 

Karşılıklı saygı temelinde, BM Şartı’nın ilke ve amaçlarına tam olarak uyan, ulusal öncelikleri göz önüne alırken devletlerin egemenliğine tam saygı gösteren, uluslararası iş birliğinin önemini yeniden tasdik ederek,

Diğer taraftan, iklim değişikliğinin etkisinin, doğal kaynakların sürdürülemez yönetim ve kullanımının, hava, toprak ve su kirliliğinin, kimyasalların ve atıkların hatalı yönetiminin sonucundaki biyoçeşitlilik kaybının ve ekosistemlerin sağladığı faydaların azalmasının, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre ve çevresel zararın tüm insan haklarından etkin biçimde yararlanılabilmesi hususunda hem doğrudan ve hem de dolaylı olumsuz etkileriyle ilişkisinin farkında olarak,

Çevreye verilen zararın insan haklarına etkileri, dünya çapında bireyler ve halklar tarafından hissedilirken, bu sonuçların yerli halklar, yaşlılar, engelliler, kadınlar ve kız çocukları gibi, toplumların hali hazırda en savunmasız kesimlerince en şiddetli biçimde hissedildiğinin ayrıca farkında olarak,

Çevresel bozulma, iklim değişikliği ve sürdürülemez kalkınmanın, şimdiki ve gelecek nesillerin yaşam hakkı da dahil olmak üzere insan haklarından yararlanabilmelerine yönelik en acil ve ciddi tehditlerden bazılarını oluşturduğunu ayrıca kabul ederek,

Bilgi edinme, alma ve açıklama, hükümet ve kamu işlerinin yürütülmesine ve çevresel karar alma sürecine etkin bir şekilde katılma ve etkili bir hukuk yoluna başvurma hakları da dahil olmak üzere insan haklarının kullanılmasının temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrenin korunması için hayati önem taşıdığını kabul ederek,,

Farklı uluslararası belgelerde tanındığı ve güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreden yararlanmaya ilişkin insan hakları yükümlülükleri konusunda Özel Raportör tarafından hazırlanan insan hakları ve çevre çerçeve ilkelerinde yansıtıldığı üzere,[2] Devletlerin, çevresel zorlukları ele almak için üstlenilen tüm eylemler de dahil olmak üzere, insan haklarına saygı gösterme, koruma ve geliştirme ve herkesin haklarını korumak için önlemler alma yükümlülüğü bulunduğunu ve çevresel zararlara karşı özellikle savunmasız olanlar için ek önlemler alınması gerektiğini teyit ederek,,

Çevre alanında insan hakları savunucuları olarak anılan, çevre konusunda çalışan kişilerin, yaşama, özgürlük ve güvenliklerini içerecek biçimde, tüm ticari işletmelerin insan haklarına saygı gösterme sorumluluğunun altını çizen İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri’ni hatırlayarak,

Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevrenin tüm insan haklarının kullanılmasında ciddi önemi olduğunu kabul ederek,

Güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrenin kullanımına ilişkin insan hakları yükümlülükleri konusunda Özel Raportörün (önceden Bağımsız Uzman) tüm raporlarını hatırlayarak,3

155’ten fazla devletin sağlıklı bir çevreyi, , kabul ettikleri uluslararası anlaşmalarda,  anayasalarında, mevzuatlarında ve politikaları dahil bir çok belgede bir hak olarak tanıdıklarını kaydederek,

Genel Sekreter’in 24 Şubat 2020’de İnsan Hakları Konseyi’ne sunduğu ve diğerlerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler’i, güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkını düzenleyen ve destekleyen yasalar ve politikalar için Üye Devletler’e saha düzeyinde desteği artırmaya ve adalete etkin bireysel erişim ve çevreyle ilgili kaygılar için etkili çözümlere çağırdığı, “En üstün amaçü: İnsan hakları için harekete geçme çağrısı”na da ayrıca dikkat çekerek,

Birleşmiş Miletler İnsan Hakları Konseyi’ne içlerinde; Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Uluslararası Çalışma Örgütü, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi Birimi (UN-Women), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ve Dünya Sağlık Örgütü’nün de bulunduğu 15 Birleşmiş Milletler kurumu tarafından sunulan ortak bildirimi ve güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre için insan hakkının küresel olarak tanınması, uygulanması ve korunması için acilen çağrıda bulunan, 1.100’den fazla sivil toplum, çocuk, gençlik ve yerli halk örgütünce imzalanmış 10 Eylül 2020 tarihli mektubu da ayrıca not ederek,

  1. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkını, insan haklarından yararlanma açısından mühim bir insan hakkı olarak kabul eder;
  2. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkının diğer haklar ve mevcut uluslararası hukukla bağlantılı olduğunu not eder;
  3. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre için insan hakkının teşvik edilmesinin, uluslararası çevre hukukunun ilkeleri uyarınca çok taraflı çevre anlaşmalarının tam olarak uygulanmasını gerektirdiğini tasdik eder;
  4. Devletleri aşağıdaki maddelerin uygulanması için teşvik eder:
    • İnsan hakları yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmek amacıyla çevreyi koruma çabaları için kapasite oluşturmak ve diğer Devletler, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Birleşmiş Milletler sisteminin geri kalanı ve diğer ilgili uluslararası ve bölgesel örgütler, ajanslar, sözleşme sekretaryaları ve programları ve sivil toplum, ulusal insan hakları kurumları ve iş dünyası dahil olmak üzere ilgili Devlet dışı paydaşlarla, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkının uygulanması konusunda kendi yetkilerine uygun olarak işbirliğini geliştirilmesi;
    • Bilgi ve fikir alışverişinde bulunmak, insan haklarının korunması ile çevrenin korunması arasında sinerji oluşturmak, entegre ve çok sektörlü bir yaklaşımı göz önünde bulundurmak ve çevrenin korunmasına yönelik çabaların toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili olanlar ve diğer insan hakları yükümlülüklerine tam olarak saygı göstermesi gerektiğini dikkate almak da dahil olmak üzere, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreden yararlanmaya ilişkin insan hakları yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde iyi uygulamaları paylaşmaya devam edilmesi;,
    • Biyolojik çeşitlilik ve ekosistemler de dahil olmak üzere, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkından uygun şekilde yararlanılmasına yönelik politikalar benimsenmesi;,
    • Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin bütünleşik ve çok bölümlü yapısını akılda tutarak, bu hedeflerin uygulanması ve takibinde temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreden yararlanmayla ilgili insan hakları yükümlülüklerinin ve taahhütlerinin dikkate alınmasına devam edilmesi,
  5. Genel Kurul’u konuyu dikkate almaya davet eder;
  6. Konuyla ilgilenmeyi sürdürme kararı verir.
  7. toplantı. 8 Ekim 2021
[Karar, 43 lehte oya karşı 0 aleyhte ve 4 çekimser oyla alındı, Oyların dağılımı aşağıdadır:

Lehte:

Arjantin, Ermenistan, Avusturya, Bahamalar, Bahreyn, Bangladeş, Bolivya (Çokuluslu devlet), Brezilya, Bulgaristan, Burkina Faso, Kamerun, Fildişi Sahilleri Küba, Çekya, Danimarka, Eritre, Fiji, Fransa, Gabon, Almanya, Endonezya, İtalya, Libya, Malavi, Marshall Adaları, Moritanya, Meksika, Namibya, Nepal, Hollanda, Pakistan, Filipinler, Polonya, Kore Cumhuriyeti, Senegal, Somali, Sudan, Togo, Ukrayna, Büyük Britanya Birleşik Krallığı ve Kuzey İrlanda, Uruguay, Özbekistan ve Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti

Çekimser:

Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya Federasyonu]

[1] Genel Kurul Kararı, Ek 66/288

[2] Ek A/HRC/37/59