Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Yurttaşlık Derneği
ORTAK ÇAĞRI
Açılımı “Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele” olan JİTEM adlı bir birimin terörle mücadele adı altında devlet teşkilatı içerisinde oluşturulduğu ve 80’li yılların sonundan itibaren yaygın ve sistematik olarak devlet adına işkence, gözaltında kayıp ve yargısız infazlarda bulunduğu, 1995 yılında TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu, 1996 yılında Susurluk Komisyonu raporlarında tespit edilmiş ve delil teşkil edecek pek çok bilgi ve belgeye ulaşılmıştı. Buna rağmen, JİTEM’in faaliyetlerine ilişkin uzun süre boyunca herhangi bir soruşturma başlatılmamış ve dava açılmamıştı. Diyarbakır ve çevresinde Hasan Caner, Hasan Utanç, Tahsin Sevim, Mehmet Mehdi Kaydu, Harbi Arman, Lokman Zuğurli, Zana Zuğurli, Servet Aslan, Şahabettin Latifeci, Ahmet Ceylan, Mehmet Sıddık Etyemez, Abdülkadir Çelikbilek isimli 12 kişinin JİTEM tarafından zorla kaybedilmesine ilişkin 1999 yılında ve 2005 yılında hazırlanan iddianamelerde “JİTEM örgütü içerisinde yer alarak” “suç işlemek için örgüt kurmak” ve “birden fazla kişiyi öldürmek” suçlamaları yer aldı. Uzun yıllar devlet güvenlik mahkemesi, askeri mahkeme, özel yetkili mahkeme, ağır ceza mahkemesi ve uyuşmazlık mahkemeleri arasında görevli mahkemenin tespiti tartışmaları yaşanmasının ardından 2010 yılında Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde davalar görülmeye ve kamuoyunda JİTEM Ana Davası olarak anılmaya başlandı. 2014 yılına gelindiğinde ise JİTEM Ana Davası ile Kürt aydın gazeteci yazar Musa Anter’in katledilmesine ilişkin dava birleştirildi ve dava 2015 yılında ‘güvenlik’ gerekçesiyle Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesine nakledildi. 2019 yılında ise Elazığ’da yaşayan fabrika işçisi Ayten Öztürk’ün zorla kaybedilmesine ilişkin açılan dava bu davalarla birleştirildi.
Davaların güvenlik gerekçesiyle suçların işlendiği yerden Ankara’ya nakledilmesi, birleşen davalarda uzun yıllar süren kovuşturma safhalarının ardından her bir dava bakımından cezasızlığa zemin hazırlar nitelikteydi. Davaların birleşmesi davalar arasında irtibat kurulması beklentisi yaratırken, bu birleştirme işlemleri ancak davaların uzamasına ve bazılarının zaman aşımına uğramasına neden oldu. Son olarak, 2022 yılında Musa Anter ve Ayten Öztürk’e ilişkin birleşen davaların 30 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesi ile JİTEM Ana Dava’nın aynı mahkemede yeni bir esas numarasına kaydedilerek görülmesine devam edilmesine karar verildi.
6 Şubat 2023 günü Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilecek JİTEM Ana Dava’nın da sürüncemede bırakılarak zamanaşımına sürüklenmesi, Türkiye’de kolluk kuvvetleri tarafından işlenen suçların cezasız bırakılması geleneğinin devam etmesi anlamına geliyor.
Mağdurların hakikate ulaşma yönünde yaklaşık 30 yıl boyunca yaşadıkları temkinli umut hali gelinen aşamada yerini umutsuzluğa bırakmış durumda. 90’lı yıllarda devlet görevlileri eliyle işlenen ağır insan hakları ihlallerine dair başlatılan ve kamuoyunda “yüzleşme davaları” olarak bilinen diğer davaların düşme veya beraat gibi kararlarla sonuçlanması adaletin sağlanması inancına dair umutsuzluğun bir başka nedeni. Suçların işlendiği dönemden yıllar sonra ortaya çıkan siyasi atmosfer ile yüzleşme ve hesaplaşmaya dair siyasi irade, Türkiye’nin demokratikleşmesi yolunda da önemli bir imkân sunmaktaydı. Ne yazık ki 2000’li yılların başında haklarında güçlü iddianameler hazırlanan ve ağır hapis cezaları talep edilen, insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla yargılanan üst düzey rütbeli kamu görevlileri ve askerler ile etraflarında çeteleşen itirafçı ve korucuların bugün teker teker aklandıklarını görüyoruz. Cezasız bırakılan her suç bir yenisini çağırırken, bir döneme damgasını vuran suçlarla yüzleşilmedikçe faili belli olan suçlar faili meçhul kalmaya devam edecek. Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin temel barometrelerinden biri olan 1990’lı yıllarda yaygın ve sistematik bir şekilde gerçekleştirilmiş olan ağır insan hakkı ihlallerinin cezalandırılması için eldeki son imkanlardan biri JİTEM Ana Dava. Bu davada yeterli, kapsamlı, süratli, bağımsız ve kamusal denetime tâbi olan bir yargılama süreci yürütülmesi, davada sürüncemede kalan eksikliklerin bir an önce giderilmesi, yargılamanın önünü tıkayan kurumlar hakkında gerekli işlemlerin yapılması, bu sayede cezasızlığın ortadan kaldırılması, zararların giderilmesi ve hakikatin ortaya çıkarılmasını bizler aşağıda imzası bulunan insan hakları örgütleri olarak ısrarlı bir şekilde talep ediyoruz.
#ZamansızSuçlar zamanaşımı tanımaz!