“Medya Irkçı İdeolojiye Destek Veremez”

İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP), 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Günü dolayısıyla ırkçılığın ve ayrımcılığın önlenmesi çerçevesinde yapılan araştırma sonuçlarının paylaşıldığı bir toplantı düzenledi.

25 Mart 2011 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, insan hakları örgütlerinin önerilerini dikkate alarak hazırlanan “Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Tasarısı Taslağı”nın halen İçişleri Bakanlığı’nda beklemekte olduğunu belirterek bir an önce yasalaşması temennisini dile getirdi.

Toplantıda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Eser Köker ve Doç. Dr. Ülkü Doğanay “Irkçı değilim Ama… Yazılı Basında Irkçı-Ayrımcı Söylemler” başlıklı, ayrımcılığı-ırkçılığı meşrulaştıran ve kuşatan ideolojik çerçevenin kurulmasında medyanın rolünü sorunsallaştıran araştırmalarının sonuçlarını sundular.

“Kimse böyle bir medyayla yaşayamıyor”

2006 yılına ve 2007’nin ilk ayına odaklanan ve “Irkçı Değilim Ama..” adıyla da kitaplaştırılan araştırmalarına dair bilgi veren Köker, dünyada ırkçı-ayrımcı yönelimlerin yapısal bir özelliğe dönüşmüş olup olmadığına dair benzer araştırmaların varolduğuna değinerek, “Araştırmamızın en gerçek-dışı yanı, yoğunlaştırılmış bir ırkçı-ayrımcı tabloyla karşılaşmış olmamız.” dedi.

Irkçılığın-ayrımcılığın sadece kan bağına dayalı bir özle çalışmadığını vurgulayan Köker, “Her türlü milliyetçiliği, cinsiyetçiliği içinde barındırıyor. 1920’lerde sona ermiş ırkçı teorilerle ele alamayız. Yeni ırkçılık-ayrımcılık, çeşitli kombinasyonlarla iç içe geçiyor.” şeklinde konuştu.

Kimsenin böyle bir medyayla yaşayamadığının altını çizen Köker, “değer yitimi”ne karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. “Ne zaman bir Hürriyet muhabiri kadın cinayetleriyle ilgili bir haber için Bianet’e bakma ihtiyacını duyarsa, bu iş olmuştur” diyerek, alternatif ve radikal medyanın olanaklarını kullanmanın önemini vurguladı.

Doç. Dr. Ülkü Doğanay ise, araştırmalarına dair örnek haberlerin yer aldığı sunumunda, ırkçı söylemin “mağduriyet konumu, inkar etme” gibi merkezi stratejiler kullandığına dikkat çekti.

Türkiye mevzuatında ırkçılık

Toplantıda Av. Hüsnü Öndül de Türkiye’nin hukuk mevzuatının, “Birleşmiş Milletler Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi” karşısındaki durumunu inceleyen “Irk Ayrımcılığı ve Türkiye Mevzuatı” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Irk ayrımcılığının değişkenlik gösterdiğini söyleyen Öndül, “Politik iradeler ırkçılıklarını gizlemek için ‘milli, Türk, manevi değer, atalarımız’gibi sözcükleri gerçek kişilikmiş gibi ilişkileri tarif etmede kullanıyorlar. Bu da konuyu araştırmada zorluk çıkaran bir husus.” dedi.

BM Sözleşmesi ile Türkiye’deki mevzuat arasındaki aykırılıklara dikkat çeken araştırmada Öndül, eşitlik ve ayrımcılık anlayışını; azınlık, vatandaşlık, iltica, eğitim, kültür, etnik köken, soy, ırk, dil, din, cinsiyet ve çalışma yaşamı gibi alan ve kavramlar üzerinden bir tarama ve incelemeye tabi tutuyor. (Burcu BALLIKTAŞ/EÖ)

Kaynak: bianet