Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, MAZLUMDER, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi tarafından yapılan Ortak Açıklama
Yoksulluktan ve korkudan kurtulma hakkı tüm bireylere ve halklara aittir. BM ikiz sözleşmelerinde (Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi ile Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi) belirtilen bu hakların kullanıldığı bir süreci yaşıyoruz. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da devam eden halk direnişleri göstermektedir ki, otoriter ve totaliter rejimler varlıklarını daha fazla devam ettiremezler.
Tunus, Mısır, Ürdün, Yemen, Bahreyn, Umman ve Libya’da halk direnişleri zorla bastırılmaya çalışıldı. Son alarak Libya’da yönetimin halk direnişini bastırmak için orduyu ve paramiliter grupları kullanması ve halk üzerine ateş açma emri vermesi insanlığa karşı suçların işlenmesine sebep oldu. Libya’da öldürülen insan sayısı binlerle ifade edilmektedir.
BM Güvenlik Konseyi’nin Libya ile ilgili aldığı kararlar geç olmakla birlikte, Libya yönetiminin şiddet kullanmasını engellemek ve devam eden tek adam yönetimini sona erdirmeye dönüktür. BM Güvenlik Konseyi’nin, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’nin devreye girmesini istemesi önemli ve anlamlıdır. BM Güvenlik Konseyi, uluslararası insan hakları örgütlerinden Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün çağrılarına olumlu karşılık vermiştir. Bu durum uluslararası ölçekte sivil toplumun verdiği tepkinin değerinin önemli olduğunu bir kere daha göstermektedir.
Bilindiği gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) halihazırda soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarını yargılamaktadır. Libya’da yaşanan yaygın ve sistematik silah kullanma fiilleri sonucu işlenen insanlığa karşı suçlar nedeni ile başta Muammer Kaddafi olmak üzere halka karşı suç işleyen tüm gerçek kişiler UCM’de yargılanabilecektir.
Biz Türkiye’deki insan hakları örgütleri Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere uluslar arası toplumun ve dünya insan hakları hareketinin seyirci kalmadığını ve olaylara müdahil olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Halkların değişim ve özgürlük taleplerinin mevcut otoriter ve totaliter yönetimler tarafından güçle bastırılması yönteminden derhal kaçınılmalıdır. Uluslararası toplumun değişimi isteyen halklara desteğini devam ettirmesini istiyoruz. Ancak şunu belirtmek isteriz ki gerek BM gerekse de NATO gibi örgütlerin yukarıda belirtilen ülkelere askeri müdahalede bulunarak olayları daha da işin içinden çıkılmaz bir hale getirmemelidirler.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki gelişmeler göstermiştir ki halkların özgürlük, eşitlik, adalet ve barış istemlerini karşılamayan hiçbir yönetim varlığını devam ettiremez. Özgürlük istemlerine karşı gelen yönetimlerin yaşanan bu gelişmelerden ders alması gerektiğini düşünüyoruz.
Dünya ekonomik krizi sonrasında dünyada giderek artan yoksullaşmaya da dünya halkları karşı gelmeye başlamıştır. Açlıkla terbiye politikaları yürüten ülkelerin de bu politikalarını daha fazla yürütemeyecekleri anlaşılmalıdır. Kuzey Afrika ve Ortadoğu halkları korkuyu da yoksulluğa da hayır demektedirler.
Buradan seslenmek istiyoruz. Libya da hem hükümet güçleri hem de muhaliflerin şiddet kullanmaktan kaçınmaları gerekmektedir. Temennimiz biran önce Libya da şiddet yerine barış ve güven ortamının oluşmasıdır. Bu çağrımızın tüm otoriter ve totaliter yönetimler için yaptığımızı da belirtmek isteriz.
Helsinki Yurttaşlar Derneği – İnsan Hakları Derneği – MAZLUMDER – Türkiye İnsan Hakları Vakfı – Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
Fotoğraf: Günlük Evrensel Gazetesi