Merhaba,
Planladığımız takvimi yakalamayı henüz başaramamış olsak da, İnsan Hakları İçin Diyalog’un 7. sayısıyla tekrar karşınızdayız.
Uzun ve her bakımdan sıcak bir yazı geride bıraktık. 12 Eylül günü yapılan halk oylamasına yönelik kampanyaların yaza damgasını vurduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. 12 Eylül Anayasası, yürürlüğe girmeyenleri de ekleyecek olursak, yirminci değişikliği yaşadı. TBMM’de onaylanan ve referanduma sunulan anayasa değişiklik paketi, daha çok insan hakları, demokratikleşme ve kısmen de geçmişle yüzleşme/hesaplaşma bağlamında çeşitli tartışmalara konu oldu. Bazı kesimler, yapılan değişiklikleri yetersiz bulmalarına karşın desteklemek gerektiğini söylerken, bazı çevreler, paketi, siyasi iktidarın yargıyı da kendi kontrolü altına alma girişimi olarak değerlendirerek toplumu hayır oyu vermeye çağırdılar. Tüm bunların dışında kalan ve esasen Kürtlerin öncülük ettiği bazı kesimler ise, paketin Kürt sorununun çözümüne dair herhangi bir düzenleme içermediği ve Kürtleri yok saydığı gerekçesiyle, sandığa gitmeme, halk oylamasını boykot etme kararı aldılar.