“Hakikati Aramak ve onu kendi düşündüğü gibi ifade etmek asla suç olamaz.” Stefan Zweig
Gazeteci ve yazarların şiddet içermeyen düşüncelerini açıkladıkları ve ifade özgürlüklerini kullandıkları için terörle ilişkilendirilerek gözaltına alınmaları, tutuklanmaları ve cezalandırılmaları Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere aykırıdır. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilmiş ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin nitelikli izlemesi altında olan pek çok ifade özgürlüğü davası bulunmaktadır. Bunlara yenilerini eklemek Türkiye’nin ve demokrasisinin yararına olmayacaktır.
Anayasa’nın 90. Maddesinin sağladığı güvenceleri tereddütsüz bir şekilde yerine getirme görevi devletin, hükümetin ve kamu organlarının omuzlarındadır.
Özellikle bir aylık OHAL dönemi sürecinde, başta Lale Kemal Sarıibrahimoğlu, Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türk’öne ve son olarak da Aslı Erdoğan gibi yazarlar olmak üzere, 50 civarındaki gazeteci ve yazar tutuklanarak cezaevine konulmuşlardır.
Şiddet İçermeyen Yazıları Nedeniyle Köşe Yazarları, Edebiyatçılar ve Gazetecilerin Tutuklanması, BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 19. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesinin İhlalidir.
Bu nedenle verilen tutuklama kararları acilen kaldırılarak, sözü geçen yazar ve gazetecilerin bir an önce önce özgürlüklerine kavuşmaları sağlanmalıdır.
Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği