Bu sabah (27 Eylül 2011’de) İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim-Sen) Şanlıurfa Şubelerine düzenlenen eşzamanlı polis operasyonu sonucu, içerisinde Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) üyelerinin ve yöneticilerinin de olduğu 31 kişinin gözaltına alındığını öğrendik. İHD Şanlıurfa Şubesi polis tarafından basıldı ve arandı. Şube Başkanımız Cemal Babaoğlu, Şube Yöneticilerimiz Müslüm Kurt ve Müslüm Çiçek ile Eğitim-Sen Şube Başkanı Veysi Özbingöl dâhil onlarca kişi gözaltında…
Tamamen yasal ve meşru faaliyet yürüten demokratik kitle örgütü temsilcilerinin bu şekilde gözaltına alınmasını; evlerinin, işyerlerinin aranmasını; şubemize ve diğer örgütlere baskın yapılmasını kınıyoruz. Yetkili savcılığın gizlilik kararı aldırması nedeniyle yapılan bu hukuksuzluğun hangi gerekçeye dayandırıldığını bilmiyoruz. Ancak belirtelim ki 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinden sonra yapılan yaygın gözaltı ve tutuklama operasyonu devam ediyorken, 22 Haziran 2011 Genel Seçimlerinden sonra ikinci bir yaygın gözaltı ve tutuklama operasyonu ile karşı karşıyayız. Bu durum açıkça bu operasyonların hükümet tarafından planlandığını ve özel yetkili savcılıklar-mahkemeler eliyle uygulandığını göstermektedir. Bu tür otoriter yöntemlerden derhal vazgeçilmelidir. Bu uygulamalar hukuk adı altında tanımlanamaz. Olsa olsa otoriter rejimlerde görülen anti-demokratik uygulamalardır.
İnsan Hakları Derneği 1986’dan beri Türkiye’de insan haklarına dayalı bir demokrasinin tesis edilmesi mücadelesinde kritik role sahip, pek çok uluslararası insan hakları örgütünde temsil edilen ve saygı gören bir insan hakları örgütüdür. Şanlıurfa Şubemize ve yöneticilerimize yapılan bu uygulama kabul edilmez niteliktedir.
İnsan hakları savunucularının önemi, değeri ve işlevleri pek çok ulusalüstü insan hakları belgesinde, örneğin AGİT Moskova Belgesi’nde (1991), Birleşmiş Milletler Dünya İnsan Hakları Konferansı Viyana Belgesi’nde (1993) Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nde (1998), vurgulanmıştır. Belgeler, insan hakları kavramını tanıtmadaki çabaları, insan haklarının korunması ve geliştirilmesindeki rolleri nedeniyle, insan hakları savunucularının çalışmalarının kolaylaştırılması, tehdit altında tutulmaması ve benzeri güvenceleri içerir. Bir ülkede demokrasi ve insan haklarına saygının tesis edilebilmesi ancak insan hakları savunucularının korunması ve çalışmalarının engellenmemesi ile mümkün olabilir.
Yetkili makamları, evrensel hukuk kurallarına uymaya, BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ne uygun davranmaya davet ediyor ve gözaltında tutulanların tümünün serbest bırakılmasını talep ediyoruz.