Silahlar Sussun!, Artık İnsanlar Öldürülmesin

Tüm dünyada barışa duyulan ihtiyacın her zamankinden daha fazla hissedildiği bir dönemden geçiyoruz. Kalıcı ve gerçek bir BARIÞ’ın tesis edilmesi, herkesin eşit ve özgürce yaşayabileceği adil bir dünya özlemi ile mümkün olabilir. İnsan haklarının tümüyle yaşanabilmesinin vazgeçilmez şartı, barışın egemen olmasına bağlıdır. İşgal, savaş ve çatışmaların başta yaşama hakkı olmak üzere bütün özgürlükleri tehdit ettiği bir dönemde 1 Eylül dünya barış günü çok daha özel bir anlam ifade etmektedir.

Tüm dünyada barışa duyulan ihtiyacın her zamankinden daha fazla hissedildiği bir dönemden geçiyoruz. Kalıcı ve gerçek bir BARIÞ’ın tesis edilmesi, herkesin eşit ve özgürce yaşayabileceği adil bir dünya özlemi ile mümkün olabilir. İnsan haklarının tümüyle yaşanabilmesinin vazgeçilmez şartı, barışın egemen olmasına bağlıdır. İşgal, savaş ve çatışmaların başta yaşama hakkı olmak üzere bütün özgürlükleri tehdit ettiği bir dönemde 1 Eylül dünya barış günü çok daha özel bir anlam ifade etmektedir. Lübnan’a askeri güç göndermenin gerekçesi olarak Irak topraklarında sınır ötesi operasyon yapabilme arzusunun gösterilmesi, bölgesel barışı tehdit niteliği taşıyabileceği gibi, Ortadoğu’da barışın tesis edilmesi için asker göndermek ve aktif sorumluluk üstlenmek, her an için çatışmalara taraf olma ihtimalini ve riskini de beraberinde getirecektir. Bu nedenle her iki durumun birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Türkiye, uzun bir süredir devam eden çatışmalara tümüyle son verilmesi için inisiyatifler geliştirebilecek durumda iken komşuları ile çatışma riski taşıyacak girişimlerde bulunarak, sorunları daha da çözümsüzlüğe itecek noktalardan uzak durmalıdır. Ayrıca, toplumsal gerilimi arttıracak davranışlardan kaçınması ve iç barışın geliştirilmesi için esas sorumluluklarını da unutmamalıdır. Türkiye’de birey ve toplum güvenliğinin sağlanmasında insan hakları ve özgürlüklerinin herkes tarafından eşit kullanımı kaçınılmaz bir zorunluluktur. Barışın, güç kullanımı ve silahlı şiddet yolu ile gerçekleştirilmeyeceği bugüne kadar defalarca görülmüştür. Toplumsal çatışmalara zemin oluşturacak politikalarda ısrar etmenin hukukun üstünlüğü ve insan haklarının egemenliğine katkı sağlamayacağı açıktır. Örgütlerimiz dünya çapında kalıcı barışın oluşturulması amacıyla kısa vadede aşağıdaki taleplerin gerçekleştirilmesini Türkiye de dahil olmak üzere devletler ve uluslararası kuruluşlardan talep eder: – BM’in reforma tabi tutularak, tüm dünya halklarının eşit temsilini sağlayacak düzenlemeler yapılması, örgütün barışı koruma misyonunu kullanabileceği bir şekilde tekil devletlerin kontrolünden çıkarılması, – Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü’nde henüz tanımlanmamış olan saldırı suçunun vakit geçirilmeden tanımlanarak Mahkeme’nin yetki alanına dahil edilmesi, – Mevcut uluslararası insan hakları ve insancıl hukuk sözleşmelerini tüm devletlerin eksiksiz imzalaması ve onaylaması, – Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü’nü süresi içinde imzalamayan devletlerin Statüye katılmaları, imzalayan devletlerin vakit geçirmeden onaylamaları. 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısı ile Dünyanın her yerinde barışın tesis edilmesi umutlarımızı bir kez daha tekrarlarken insan hakları örgütleri olarak Türkiye’de de “Silahlar Sussun!, Artık İnsanlar Öldürülmesin” diyoruz.

HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ (HYD)

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ (İHD)

İNSAN HAKLARI VE MAZLUMLARLA DAYANIŞMA DERNEĞİ (MAZLUMDER)

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ TÜRKİYE ŞUBESİ