62 Yıl Sonra Hâlâ İnsan Hakları İçin Mücadele Ediliyor

Bundan 62 yıl önce dünya, savaşın açtığı yaraları sarmaktaydı ve daha iyi bir gelecek istemekteydi. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi küresel bir belge olmak üzere tasarlanmıştı ve 10 Aralık 1948 günü, aleyhte tek bir oy olmaksızın kabul edildi. 62 yıl sonra ve kazanımlara rağmen, hâlâ adalet ve eşitlik uğruna ve adalet ve eşitlik için mücadele ediliyor.

Bu mücadele devam ederken, yoksulluk içinde yaşayan insanlar dışlanıyor, söz sahibi olmaları yok sayılıyor ve şiddet ve güvensizlikle tehdit ediliyor. Haklar, bu kapanı kıracak anahtardır. İnsan haklarına saygı, katılımcılığı, insanların söz sahibi olmalarını ve yetkililerin insanların korkusuz ve özgür yaşayabileceklerini garanti etmesini talep eder.

Birçok yerde gıda krizi, ayrımcılık ve gıda dağıtımının siyasi araç olarak kullanılması, en çok ihtiyaç duyulan insani yardımların engellenmesi, çiftçiliğe devam edebilme olasılığını yok eden güvensiz ortam ve silahlı çatışmalar ya da insanların gıda üretmek ve almak için ihtiyaçları olan kaynaklara erişimlerinin engellenmesiyle ağırlaştırılıyor.

Ekonomik gelişme siyasi istikrara bağlı olsa da, küresel ekonomiyi canlandırmak için teşvik paketleri oluşturmaya çabalayan dünya liderleri, büyük insan hakları ihlalleri yaşanan, yoksulluğu yerleşik hale getiren ve bölgesel istikrarı tehlikeye atan dünya çapındaki amansız çatışmaları göz ardı etmeye devam ediyorlar. Bir yandan artan yoksulluk ve umut vaat etmeyen ekonomik ve sosyal koşulların siyasi istikrarsızlığa ve kitlesel şiddete yol açabileceği büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Öte yandan da, özellikle otoriter karakterli, zayıflamış hükümetlerin ekonomik durgunlukla birlikte daha büyük bir baskı altında kalması sonucu, hükümetlerin muhaliflerin, ekonomik planları eleştirenlerin ve yolsuzlukları gözler önüne serenlerin üzerine sert bir şekilde gittiğine tanık olabiliriz.

Uluslararası Af Örgütü, yaklaşık elli yıl önce, düşünce mahkûmlarının serbest bırakılmasına dair bir çağrı ile vücut buldu. Bugün, “Onurunu İste” kampanyasıyla yoksulluk mahkûmlarının kendi hayatlarına şekil verebilmeleri için mücadele ediyor. Sadece medeni ve siyasi hakların değil, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların da saygı duyulması için sesini yükseltirken, dünyanın çeşitli yerlerinde hakları ihlal edilenler için herkesi mektup yazmaya çağırıyor.

Her yıl yüz binlerce kişinin katıldığı 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününde, Uluslararası Af Örgütü “Haklar İçin Mektup Yazma Maratonu”nu başlattı. Uluslararası Af Örgütü, insanları gerek mektup yazarak gerek ise internet dilekçelerini imzalayarak tüm bireylerin haklarına saygı duyulması, haklarının daima korunması ve haklarının özgürce kullanılması için baskı oluşturmaya çağırıyor.

20 Aralık 2010 tarihine kadar sürecek olan Mektup Yazma Maratonu’nda ölüm cezasına mahkum edilen Tunuslu Saber Ragoubi ve Romanya’da evlerinden zorla tahliye edilen 100 Roman aile için yüz binlerce mektup toplanması hedefleniyor. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününde insan hakları ihlallerine karşı herkesi harekete geçmeye çağıran Uluslararası Af Örgütü Mektup Yazma Maratonu için daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.